30 Temmuz 2009 Perşembe

Besiktas 0 - 0 Porto

Postlari bu ara telefondan mail yoluyla atiyorum. O yuzden format ve
Turkce Karakter problemlerini mazur gorun...

Televizyondan ne kadar fikir edinilirse, o kadar edindim... Once bunu
soylemeli...

Bu macin buyuk bolumunde Besiktas rakibinden daha iyi oynadi. Ya da
aktif alanda, etkili alanda topa daha fazla sahip oldu diyelim. Bu
daha dogru olur. Beklerimizi bu mac daha cok begendim. Erhan ilk maca
gore cok daha iyiydi. Ofansif gorevlerini de daha iyi yapti.
Arkasindan pozisyonlar buldularsa da iki defa ters kademede kritik
mudahelesi oldu. Iyi bir alternatif oldugu acik.

Ismail bugun daha kendindeydi. Onunde oynayan ekibin de bunda katkisi
buyuk. Serdar defansif olarak alan daraltmalara daha yardimci goruntu
cizince Ismail zaman zaman kendini gosterme sansi buldu. Simdilik
gencliginin ve tecrubesizliginin disinda bir problem yok.

Sivok Ferrari'yi beraber konusmak lazim. Sivok'un bu ikilinin
dengeleyici unsuru olacagi belliydi. Ayakta duran, oyunu geriden
baslatan, fizik mucadelede ise ikinci planda olan Sivok olacak. Sivok
bu baglamda bildigimiz Sivok. Yine mukemmele yakin oynadi. Bildik
sekilde bire birde etkisiz oldugu anlar oldu. Ferrari ise kendinden
beklenen fizik guc ustunlugunu sahaya henuz koyamadi. Ozellikle ikili
mucadelelerde gucsuz kaldigi anlar oldu. Hazir olmadigi ortada.
Sivok'a alisamadigi da ortada. Alistigi zaman uzerine uzun uzun
konusacagiz.

Orta sahamiz tek kelimeyle rakip orta sahadan ustundu. Bunu soylerken
gurur duyuyorum. Nitekim bu orta saha belki en ust duzey oyunculardan
kurulu degil, ancak o kadar dogru isler yapiyorlar ki, iki Alman'in
yaninda Ugur da olsa Tello da olsa Serdar da yaklassa yardimlasma ve
basit oyunla hayatimda siyah beyazda hic gormedigim kalitede orta saha
futbolu oynuyorlar. En dogru sekliyle soylemek gerekirse, bireysel
olarak 10 uzerinden 6-7 verebilecegimiz bu adamlar bu sinerjiyle 8
duzeyinde futbol verimi yakaliyorlar. Bu gercekten heyecan verici...
Fink'e bir kac kelime yazmak istiyorum fakat acele etmemeliyim; bu
adam icin de ilerleyen gunlerde Ernst icin soyledigimiz "bu adami
nasil alabildik biz" cumlesi sikca duyulabilir.

En guvendigimiz bolge olan hucum hattimiz ise maalesef halen daginik.
Alternatif bollugu muhtemelen problem de yaratacak. Zaten
oyuncularimizin rotasyonda verimli olduklarini soylemek imkansiz.
Bunun uzerine sezon basi zaaflari da eklenince cekilmez bir forvet
hattimiz oldugunu soylemeliyiz. Buranin ilaci Nihat-Nobre-Digerleri
olacak gibi... Mac boyu topu olumlu kullanan orta saha ve defans
oyuncularinin aksine forvet hattimiz, belki biraz da oyunu tutabilme
gayretiyle fazla haksizlik etmeyelim, etkileyici bir oyun oynamadi...

Genel bir tablo cizersek en olumlu goruntu bu macta orta saha,
yardimlasma, fizik guc ve oyun kalitesi olarak Porto'nun altinda
kalmamamiz, aksine kimi zaman onlardan daha iyi futbol oynamamiz
olarak sunulabilir.

Yardimlasmayi biraz acmak lazim, takim kesinlikle sadece defansif
olarak degil, ofansif olarak da alan daraltti, yakin oynadi, oyunu
ileri tasimak icin kisa paslar yapti. Porto gibi bir takima karsi
oyunu baska turlu dengeleyemezsiniz. Hele ki bu oyunda cok buyuk onem
tasiyan beklerinizin ilk defa bu standartta takimlara karsi oynadigini
dusunursek, neden bu kadar olumlu baktigimiz daha net anlasilacaktir.

Olumsuzluklar da gayet net. Korner kullanamiyoruz. Korner
karsilayamiyoruz, ceza sahasi cevresinde az once bahsettigim Ferrari-
Sivok ikilisinin zaaflari nedeniyle cok faul yapiyoruz. Bunlar Avrupa
sahasinda direk cezasi kesilecek konular. Kornerleri biraz etkin
kullanabilsek on taneden az korner atmadigimiz su maca bir gol
sikistirabilirdik.

Pazar gunu izleyecegimiz Besiktas bize biraz daha derin analiz firsati
verecektir. Simdilik isler fena gitmiyor...

26 Temmuz 2009 Pazar

Lyon - Besiktas Maci Sonrasi...

Mac 1-1 bitti. 2-1, 3-1 kaybedebilirdik; ayni sekilde kazanabilirdik
de... Macin iddia duzeyi sebebiyle skor onemsiz bir detay.

Ben bu mactan sonra Fink diyorum baska bir sey demiyorum. Bu adami
hemen canli izlemek lazim. Topun oldugu her yere gitti, cok begendim.
Orta uclude Hamit ayarinda bir oyuncumuz ya da Hamit'in ta kendisi
olsa sanirim Sampiyonlar Ligi'nde bile is yapacak bir orta sahamiz
olacak. Ernst'le Fink tas gibi, mukemmel bir goruntu cizdiler. Dumduz,
fizikli futbolcu gibi de degil, Ernst'e gore daha esnek bir oyuncu
izlenimi verdi. Uc dort mac canli izlemek lazim.

Ferrari-Sivok ikilisinin eksik olan hareketliligi Toraman'la
doldurulabilir. Erhan da sag bekte iyiydi, bence stoper alternatifi
olma ihtimali dusuk.

Nobre girene kadar orta sahamiz saglam, hucum oyuncularimiz ise gucsuz
ve silik bir goruntu cizdi. Nobre girince ofansif oyunumuz renklendi,
gerideki oyuncularimiz ileri cikma sansi buldu. TV'den anladigim
kadariyla Yusuf ve Serdar da İsmail'in cikislarini kesen faktorler
oldular maalesef. Cok top kaybi yaptilar. Golu de Tello'nun kaybettii
toptan yedik.

Bobo ve Holosko hic bir oyun karakteri sergileyemedi. Holosko adamim
oldugundan kiymadim ona ama Bobo akilli olsun! (Bu konuda
subjektifim). Nihat'in katkisi Bobo'nun silikliginde buyuk onem
kazanabilir.

Orta sahada Ekrem alternatifine sahibiz ve bu beni mutlu ediyor. Bu
aksam gozumde onu da canlandirabildim. Tello'yu da burada
kullanabiliriz. Lig icin ikisi de fazlasiyla yeterli, ancak
Sampiyonlar Ligi icin benim kanaatimce on numaraya degil, Hamit tarzi
bir oyuncuya ihtiyacimiz var. O bolgede bir standardimiz oldugu dogru
ancak bu standardimizi artirmak icin buyuk paralar harcamaliyiz.
Gerekli oldugu tartisilir... Bence degmez...

Neticede ucuncu kupaya yakin goruyorum Besiktasi. Lig icin Galatasaray
cok hazirliksiz, savunmasi zayif ve Fenerbahce ise fena halde sen
sakrak (basin oyle diyor!). Burada yarisi yonlendiren olabiliriz.
Sampiyonlar Ligi'nde su standardimizla kura sansina ihtiyacimiz var.
İyi bir kurayla neden olmasin?