24 Aralık 2008 Çarşamba

Tribün Sevdası...

Tribün sevdası böyle bir şey işte... Aradan geçen gün henüz üç... Sinirlendik, delirdik, işkillendik bir şeylerden, ama geçti yine... Yarın maç olsa, sabah 10'da gitmek gerekse (keşke) orada olacağız yine...

Bu, futbol sevgisinden nasibini almamış birinin hayali değil elbet... Haftasonuna sıkıştırabileceği maximum maç sayısını hesaplamayanların işi olmaz bu hayallerle... Rakip tribünde izlediği maçların ezber bozmak yolundaki katkısını görmeyenler de anlamazlar... Tek taraflılar, rakibin mağlubiyetini izlerken kendinden geçenler, rekabeti taraf olarak izlemedikçe keyif almayanlar anlamaz bunu...

Kazanırsa başka türkü söyleyeceğiz, kaybederse baska... Bugünün, yarından ve dünden tek farkı bu olacak bizler için... Mühim olan, yeşil zemine 35-45 derece açıyla bakan betonarmede yer bulabilmek sadece...

23 Aralık 2008 Salı

Bazen Sevinç Paso Keder...

Tezahürat buna dönüştü önce... Sonra da hocaya sitemle süslendi... Dönüşmesi gereken, gitmesi gereken tek adama ise hala gitmedi... O da tuttu PFDK'ya gitti, oniki yıldır bu ligi çekip çeviren, sana tek şampiyonluğunu popülarite patlaması yaşadığın senede veren dekodere değil, hakem komitesinin başına gitti ve üstelik küfür etti... Yine beceremedi, zaten beceremeyecek...

"Kutu"nun içindeki çok sesli koronun hikayesi de bitti artık... Evet yine bağıracağız, yine eğleneceğiz beraber belki... Mottomuz "bazen sevinç", öyle değil mi... Ama bitti bu hikaye, uzatmalarını oynuyor artık... Kağıt üstünde şampiyon olabilme ihtimaline satıldı Beşiktaşlılık... Zamanı bir türlü gelmeyen protesto masallarına peşkeş çekildi...

2 Aralık 2008 Salı

Bir Tekmenin Hatırı..

Juninho... Benim için hala dünyanın bir numaralı duran top uzmanı... Çok uzak değil, daha senenin başında kaş göz yapıp da attırdığı muhteşem gol aklımda...

Önceki hafta şahane bir maç yaptı Lyon ve PSG... Parc des Princes'in önünde son derece agresif oynadı ev sahibi takım... O ara 1-0 geridelerken Juninho bir topa çok kötü vurup kendini sakatladı... Çok sinirlendi, gitti bir tekme salladı Rothen'e, en ayarsızından... En az on maç men almalı futbola yakışmayan böyle çirkin adamlar... Tabii duran top uzmanının başına gelen bu olmadı, sadece iki maç ceza ile yırtıverdi...