1 Eylül 2010 Çarşamba

Robinho Milan'da

Geçen sezonu son virajda tamamen darmadağın olarak bitiren Milan'da üç güne sığan ikinci büyük transfer de sonuçlandı. Robinho uzun süredir Beşiktaş gündemini meşgul ettiyse de bugün itibariyle Milan'ın futbolcusu oldu.

Pazar günü sahaya bakan Milan taraftarının içi rahattı rahat olmasına ama takımdaki bazı eksikler göze çarpıyordu ister istemez. Bu eksikliklerin en önemlisi yedek kulübesindeki erozyondu elbette. Yaş ortalaması 35 olan bir yedek kulübesinin giden maçları çevirecek, olası sakatlıkları ve cezaları tolere edecek kapasitesi yoktu.

Ronaldinho'nun varlığı Milan için çok önemli. Nitekim bu büyük yıldız topu her ayağına aldığında karşısına sağ kanat beki, sağ kanada yakın olan orta saha oyuncusu ve kademedeki stoper geliyor. Bu şaka değil, gerçek; Ronaldinho'ya topu verdiğinizde en az bir oyuncunuzu ters kanatta ya da ceza sahasının dışında boşa çıkarıyorsunuz. Milan maçlarını dikkatli izleyenler rakiplerin saha dağılımı sürekli sağa çektiğinden Ronaldinho'nun arka direğe kestiği topların çokluğunu anımsayacaklardır.

Pato işte tam bu bağlamda Ronaldinho'dan en çok faydalanan isim, ancak kronikleşen sakatlıklarıyla birlikte kendisinden verim alındığını söylemek zor. Pato da oyunda olmadığında, Ronaldinho'nun kanadına gelen 4. savunmacıyla birlikte Milan'ın bütün savunma silahları da pasifize ediliveriyor. Geçen sene Palermo ciddi anlamda 4 savunmacıyla Ronaldinho'yu etkisiz hale getirip, San Siro'dan üç puanı alıp gitmişti... O dönemde takımın tamamı formsuz olsa da, Seedorf'un artık düşen temposu, Pirlo ve Ambrosini'nin sert pres karşısında kırılganlaşmalarıyla Ronaldinho'suz Milan'ın İbrahimoviç takviyesine rağmen Pato her sakatlandığında zorlanacağını görmek mümkündü. Robinho bu anlamda çok ciddi bir hamle. Ofansif anlamda yine rakip savunmayı meşgul edecek, arkadaşlarına bol bol boş alan yaratabilecek bir isim. Arkasında Ambrossini ve Bonera oynayacak varsayarsak, muhtemelen büyük savunma zaafı yaratacak olsa da, sağda Robinho solda Ronaldinho ve ortada İbrahimoviç'le Milan'ın artık çok tehlikeli bir ofansif gücü olduğunu söyleyebiliriz. İtalya'da özellikle iç sahadaki maçlarda geçen sene yaşanan son vuruş zaaflarını İbrahimoviç, 10 - 15 maçı pasifize geçiren Ronaldinho'nun açığını Robinho, sakatlıklarla kaçırdığı maçların hesabını da Pato kapatırsa artık şampiyonluğun ve muhtemel derbi zaferinin Milan'a daha yakın olduğunu söylemeliyiz.

Şampiyonlar Ligi hakkında konuşmak için ise henüz erken. Kadronun savunma bacağında hala kırılganlık söz konusu. Onyewu'nun takımla olan durumu henüz belirgin değil. Yeni transferlerin uyumu, Nesta'nın devamlılığı derken işler yine sarpa sarabilir. Öte yandan Boateng'in hareketlilik getireceği orta saha rotasyonu Kasım'a kadar iki kulvarın temposunu kaldırabilirse, Milan aradan geçen yıllardan sonra yeniden Mayıs ayında Şampiyonlar Ligi sahnesinde var olmayı başarabilir.

Hiç yorum yok: