21 Kasım 2008 Cuma

Futbol aşkı bazen kör eder...

Futbol aşkı öyle bir şey ki, gün geliyor gözünüzü kör ediveriyor...

Ecnebi memlekete yol düştü yine, iş güç sebebiyle... Fırsat bu fırsat, günlerce Parc des Princes'te maç izleme hayali kuruldu... Stada en yakın otelde de güzel bir odada rezervasyon yapıldı, üstelik tesadüfe bak ki, o otel iş için de en uygun oteldi!

Sonra bir türlü vakit bulunamadı, bakılamadı tabii PSG maçı var mı acaba bu hafta diye... Sadece öğrenildi ki lig maçı dışarıda...

Umut fakirin ekmeği, taksiye biner binmez taksicinin İngilizcesi sınandı... Görüldü ki, bu adamda iş var, hemen soruldu tabii bugün PSG'nin kupa maçı falan var mı Paris'te diye... Dedi ki "HAYIR, MAÇ DEPLASMANDA"...

Çıkarsın, dolanırsın... PSG Store'a girersin... Nedense her yerde Arsenal forması vardır, artı Kezman formaları en ön plandadır... Şaşırırsın, derinden de biraz kıskanırsın... Soracak olursun bu akşam maç var mı diye... Ama gider, taksiciye güvenirsin... Adam İngilizce konuştu seninle, tabii ki bilecek!

Akşam yemeği stada en uzak köşede yenir, livescore açılır ve maçlara bakılır... Sonrası malum...

Neticede, özel zevkleri için kendinden başka kimseye güvenmeyen sen, gider bilmediğin bir ecnebi taksiciye güvenirsen, başına gelecek budur işte... Stada iki yüz metre mesafede, açar televizyonu maçı oradan izlersin... Sonra evine döner, döne döne kafanı duvara vurursun işte...

Hiç yorum yok: