12 Haziran 2008 Perşembe

Aklın yolu bir...

Üç gün önce herkesin aklındakini yazmıştım buraya; biz buralardan nasıl oluyorsa her defasında işleri tersine çevirebiliyoruz diye... Yine oldu, çevirdik... Nasıl çevirdiğimiz konusunda herkes hemfikir, ne de olsa aklın yolu bir....

İlk yarıda takım ne yapmaya çalıştığının biraz daha farkında başladı maça... Rakip takımda belalılarımız Frei ve Streller'ın oynamıyor olması kaderin bize gülümsemesinden başka bir şey değildi. Aynı şekilde, bizim de Gökdeniz ve Tümer seçimlerimiz son iki maçına çıkan Kuhn'a Terim'in kıyağıydı elbette... On dakika oyun bize baktıktan sonra yağmurla beraber modern futbol dizilişine ve fizik gücü üstün oyunculara sahip İsviçre oyunun hakimiyetini ele geçirdi... Maçın sonuna kadar da, doğru onbirle oynadığımız dakikalar haricinde oyunun hakimi İsviçre'ydi...

İkinci yarıda oyunda hiç olmayan Gökdeniz ve Tümer'in çıkmasıyla futbol oynamaya başladık. Aklın yolu bir herkes aynı hikayeyi anlatıyor zaten, bu 23 kişiden çıkacak en mantıklı onbir - sağ bek tercihi tartışılır - buydu. Hangi kanalı açsanız bunu anlatan adamların varlığı, dünyanın bir ucundaki arkadaşınızın Semih de Arda da oynamalı" beyanatı, TV başında herkesin Gökdeniz ve Tümer'in varlığına karşı duyduğu şaşkınlık bunu anlatmak için yeterli olmalı...

Maçın sonu, golün gelişimiyle birlikte ister istemez Fenerbahçe'nin Manchester United deplasmanındaki unutulmaz golünü hatırlattı bana... Boliç'in soldan vurduğu o topun savunmaya çarpıp kaleciyi aşıp gol olması eminim pek çok insanın aklından film şeridi gibi geçiverdi bu golü izlerken... 2002'de İlhan Mansız Senegal'in kalesini vurduğundan beri memleket olarak bir gole sevinemiyorduk... O gün Beyoğlu'nda North Shields'da son biramızı içerken gelen golün ardından çıkan sesi hiç unutmadım... Bir de 4-3'lük Beşiktaş Fener maçına bilet bulamayıp, Beer City'de maçı izlerken, Koray'ın golü sonrası semtten çıkan ses vardı tabii... Yanlarına Arda'nın attığı gol sonrası Beşiktaş'ın sessiz bir sokağından çıkan sesi keyifle yazıyorum hafızama... UEFA.com İsviçre'li ağlayan çocuğun hüzünlü resmini kullanmış maç arkası yazısında, İsviçre'ye neredeyse şövalye sıfatını verirken... Bir parça demagoji onların da hakkı olsun...

Hiç yorum yok: